İmmünoterapi ile Sedef Tedavisi

Bu yazımızda İmmünoterapi ile Sedef Tedavisi konusu ile ilgili tüm bilgileri ve tedavi hakkında bilmeniz gereken tüm detayları paylaşacağız. Sedef tedavisinde sıklıkla kullanılabilen immünoterapi tedavisi sayesinde sosyal hayatınızı oldukça etkileyebilecek olan ve psikoljik olarak insanları etkileyen bu hastalığın tedavisinde alternatif bir yol olarak bizleri bekliyor.

İmmünoterapi ile Sedef Tedavisi

Sedef hastalığı bağışıklık sistemini etkileyen kaşıntı, kızarıklık gibi sorunlarla ortaya çıkan bir cilt rahatsızlıktır. Sedef hastalığının dıştan kullanılan ilaçlarla kesin bir tedavisi yoktur. İç hastalıkları uzmanının da kontrolü altında tedaviler devam etmelidir.  Şimdilerde daha çok kullanılan immünoterapi yöntemi ile sedef hastalığında başarılı sonuçlar alınmaktadır. İmmünoterapi nedir, kimlere uygulanır, immünoterapi ile sedef tedavisi gibi soruların cevaplarını ve immünoterapi ile sedef hastalığından kurtulanlar ile bilgileri yazımızda bulabilirsiniz.

İmmunoterapi Nedir?

İmmunoterapi yöntemi özellikle kanser hastalığı gibi ölümcül sonuçlara sebebiyet veren hastalıklarda kullanımı ile dikkat çekmektedir. İmmunoterapi bağışıklık sistemini güçlendiren bir tedavi şeklidir. Diğer tedavi yöntemlerine oranla çok daha etkili hastanın yaşam süresini ve kalitesini daha fazla arttırmaktadır. Biyolojik bir terapi çeşididir.

Alerjiniz varsa alerji aşısı vurulabilirsiniz bu alerji aşısının sebebi alerjene karşı vücudunuzu güçlendirmektedir. İlk başta yüksek dozlar uygulanmasa da sonrada alerjinin durumuna göre dozlar arttırılabilir. Vurulan alerji aşıları immunoterapinin bir çeşididir. Kızamık, kabakulak gibi bulaşıcı hastalıkların aşısı için de aynı geçerlidir. Aşı sonucunda bağışıklık kazanırsınız.

İmmünoterapi Türleri Nelerdir?

Bağışıklık sistemini güçlendirmek için kullanılan ilaçlar fren mekanizmasını etkisiz hale getirebilir. Bu durumda bağışıklık sistemi hastalığa karşı daha güçlü bir cevap vererek T hücrelerinin kanserle savaşmasını sağlarlar. Yani bu işlem için kanserli hücreden t hücreleri alınarak bu hücrelerin en güçlüleri seçilir ve laboratuvarda çoğaltılır hastaya geri verilir. Bu işleme T hücresi transferi denmektedir.

Monoklonal Antikorlar

Bağışıklık sistemindeki bazı belirlenen hedeflere bağlanabilen proteinlerdir. Yani bu antikorlar kanser hücrelerini işaretleyerek bağışıklık sisteminin hasta hücreleri daha kolay bulmasını sağlar.  Bu yüzden bir diğer ismi de hedefe yönelik tedavidir. Monoklonal antikorların özelliği sağlıklı hücreleri değil kanser hücrelerinin bazı bölümlerini tanırlar. Kanserli hücrelerin yüzeyinde meydana gelen büyüyen bölgeleri bloke ederek kanserin büyümesine engel olurlar. Monoklonal antikorlar radyasyon ile kaplanarak vücuda verilerek hedefe yönelik radyoterapi yapılır. Antikorların bazılarına kanser ilaçları da yüklenerek ilaçlar direk olarak kanser dokusuna ulaşabilir.

Kanser Hastalığı Tedavisinde Uygulanan Aşılar

Aşılar enfeksiyonlara, bakteri ve virüslere karşı koruması ile bilinmektedir. Herkesin az ya da çok aşılar hakkında bilgisi vardır. Fakat kanser açıları farklı özelliğe sahiptir bakteri veya virüs içermezler. Hepatit b ve HPV aşısı kanserden korumak için vurulan aşılardandır. Bunlar tümörlerin yüzeylerinde bulunan antijenleri içerirler. Vücuda verilmelerinin sebebi bağışıklık sisteminin kanseri tanımasıdır. Kanser aşıları kişinin kendi tümör hücrelerinden kişiye özel olarak üretilebilir. Kanser için uygulanan aşılar kanseri tamamen yok etmese de hastanın ömrünü uzatmaktadır.

Onkolitik Virüsler

Bu tür virüsler vücuda verildiklerinde normal hücrelere dokunmazlar ama kanser hücrelerini parçalarlar.

İmmünmodülatörler

İmmünmodülatörler çoğunlukla bağışıklık sistemini daha aktif hale getirerek etki ederler.

Sitokinler

İmmüm sistemi hücreler tarafından oluşturulan kimyasallar sitokinlerdir. Bunlar immün sistem hücrelerinin kan hücrelerinin aktivitesinde önemli bir rol oynarlar. Kas içine ya da deri altına enjekte edilirler. Fakat sitokin kullanılan immünoterapi yönteminin yan etkisi çoktur. Sitokinler interferonlar ve GM-CSF ile en çok kullanılan yöntemi interlökinlerdir. Bu Sitokinlerin fayda etme şekli bağışıklık sistemi hücrelerinin çoğalmasına yardımcı olurken kanser oluşumunu arttıran kanser hücrelerinin yapısını bozmaktır.

İmmünoterapinin Yararları Nelerdir?

Bu yöntemin kemoterapi ve ışın tedavisine göre az yan etkileri vardır. Bir diğer iyi yani da kemoterapi alamayacak hastalarda dahi kullanılabiliyor olması ve hastanın ömrünü uzatmasıdır.

Bu tedavi bağışıklık sisteminde kanser hafızası yaratarak kanserin tekrarlanmasına engel olabilir. Aynı zamanda kemoterapi ve ışın tedavilerine karşı dirençli olan bazı kanser türlerinde de etkilidir.

İmmünoterapi yöntemi tek başına kullanıldığı gibi diğer tedavi yöntemleri ile bir arada da kullanılabilir. Kemoterapi ve ışın tedavisinin sağlıklı hücrelere verdiği zararı bu tedavi vermez. Bu yüzden kemoterapi ve ışın tedavisine göre daha az yan etkisi vardır. Tedavi uygulandığında kanserin büyümesinin yavaşladığı ya da durduğu ve metastaz yapmasının önüne geçildiği görülmüştür. Her hastaya bu tedavinin uygulanıp uygulanamayacağını onkologlar karar vermektedir. Gözlemlere göre bu tedavi hastaların ömürlerini uzatmaktadır.

İmmünoterapi Yönteminin Kullanıldığı Kanser Türleri Nelerdir?

İmmünoterapi kanser hastalığının neredeyse her türünde kullanılmaktadır. Günümüzde kemoterapi ve ışın tedavisi kadar çok kullanılmamaktadır. Ancak gelecek dönemlerde daha çok tercih edebilecek bir yöntemdir. Çünkü gözlemlere göre hastaların yaşam sürelerini uzatan başarılı bir yöntemdir.

İmmünoterapinin Yan Etkileri Nelerdir?

İmmünoterapinin en çok bilinen yan etkileri; titreme, zayıflık, baş dönmesi, mide bulantısı ya da kusma, kas veya eklem ağrıları, yorgunluk, baş ağrısı, nefes darlığı, düşük veya yüksek tansiyon, kalp çarpıntısı, sinüs tıkanıklığı, ishal, enfeksiyon riski, organ iltihabı, ağrı, şişme, deride kırmızılık, kaşıntı, döküntü, ateştir.

İmmünoterapi Yönteminin Geleceği

İmmünoterapi alanında yapılan araştırmalar bağışıklık sistemimizin kanserle savaşması için savunma mekanizmasının çalışma şekli incelenmiş daha etkili çözümler bulunmaya çalışılmıştır. Aynı zamanda bu tedaviyi diğer tedavilerle birleştirerek iyi sonuç almak da amaçlanmıştır. Bunun için de araştırmalar devam etmektedir.

İmmünoterapi ve Sedef

İmmünoterapi ilk zamanlarda kanser hastalığının tedavisi için kullanılsa da şimdilerde sedef, egzama, iltihaplı romatizmalar gibi bağışıklık sisteminin düşüren hastalıkların tedavisinde de etkili sonuçlar vermektedir. Cilt hastalıklarında yeni kullanılmaya başlasa da cildiye doktoru ile planlı yapılan çalışmalar sonucu başarılı sonuçlar vermektedir.

Sedef hastalığının iyileşmesin egzamaya göre daha çok zaman alabiliyor. Bu hastalıklardan herhangi biri varsa ihmal etmeden cildiye uzmanına başvurmalısınız. Çünkü bu hastalıklar bağışıklık sisteminiz ile bağlantılıdır. Dıştan uygulanan tedavinin yanı sıra içten de tedavi uygulanırsa hastalığın tekrarlama oranı azalmaktadır. Yani dahiliye uzmanlarından da yardım alınmalıdır. Sedef hastalığı bağışıklık sistemi zayıf olan hastalarda görülmektedir. Ve bu hastaların çoğunda kilo sorunu vardır. D vitaminleri de yüzde yüze kadar düşüktür. D vitamini yaz mevsiminde yükseldiği için sedef hastalığının etkileri azalmakta ya da geçmektedir. Bu yüzden bu hastalığa sahip olanları D vitaminini de kontrol ettirip tedavilerini ona göre sürdürmelidirler.

Sedef hastalığı olan bireylerin büyük bir kısmında insilün direnci, gizli şeker ya da şeker hastalığı vardır. Ve sedef hastalığının bağırsak bozukluğu yapabilmektedir. Yani bu hastalığa sahip olanların neredeyse tamamında bağırsak kandidası ya da bağırsak mantarı sorunu vardır. Eğer doğru tedavi uygulanırsa sedef hastalığı tamamen iyileşebilir. İmmünoterapi yöntemi uygulanırsa sedef hastalığına kesin çözüm olabiliyor. Hem yetişkin hem de çocuklarda olumlu sonuçlar alınmıştır. Tedaviler hastalığın durumuna göre kişiye özel yapılmakta ve 3 ay ile 2 yıl arasında sürebiliyor.

İmmünoterapi ile İyileşenler

29 Ekim Dünya Sedef Hastaları gününde iyileşen hastalar immünoterapi yöntemini bu şekilde anlatmışlardır.

Sedef hastalığı doğuştan da olabiliyor. 2 yaşında ve 2 yıldır sedef hastalığı ile mücadele eden küçük bir kız çocuğunun sedef hastalığının tepeden tırnağa saç diplerine kadar vücudunun her yerine yayılmış ve diğer tedavilerle çözüm bulamamışlardır. Diğer tedavilerden sonuç alamayan aile immünoterapi yöntemini öğrenerek bu tedaviye başlamışlardır. Tedaviye başladıktan 6 ay sonra yaraların kalmamış sadece hafif yara izleri kalmıştır. 1 yıl geçtikten sonra da tamamen iyileşmiştir.

3 senedir sedef hastalığı ile mücadele eden bir kadın cildiye uzmanının tavsiyesi üzerine immünoterapi yöntemi ile tanışmıştır. Bağışıklık sistemi için de immünoterapi yöntemine başlamıştır. 3 ay gibi kısa bir zamanda hem içeriden hem dışarıdan tedavi uygulanarak sedef hastalığından kurtulmuştur. Ve buna ek olarak diğer rahatsızlıkları ve kilo sorununu da çözülmüştür.

Sedef Hastaların Dikkat Etmesi Gereken Noktalar

Araştırmalara göre sedef hastalığı toplumun yüzde üçlük bir kısmını etkilemektedir. Cildin üst tabakasındaki hücrelerin hızlı bir şekilde yenilenerek artması sonucunda alevlenmeler meydana gelmektedir. Arada iyileşse de zaman zaman özellikle kış aylarında hastaların şikayetleri artmaktadır. Sedef hastalığı olan kişilerin ciltlerinde pullanma, kepeklenme şeklinde meydana gelebildiği gibi kızarıklık, kaşıntı, ağrı ve iltihaplı gibi sorunlarda meydana gelebilir. Sedef hastalığını stres, enfeskiyonlar, kullanılan ilaçlar ve uzun süre güneşte kalmak tetikleyebilir.

Sedef Hastalığı Genetik Midir?

Ailenizde sedef hastalığı varsa sizde de sedef hastalığı olma ihtimali daha yüksektir.  Sedef hastalığına her yaştan hasta yakalanabilir. Yaş faktörünün pek önemi yoktur. Fakat sedef hastalığı bulaşıcı bir hastalık değildir. Tokalaşma, sarılma gibi cilt teması sonucunda hastalığın sağlıklı kişilere geçmesi söz konusu olmaz.

Sedef Hastalığı ile İlgili Diğer Bilgiler

Sedef hastalığı tedavi edilebilen bir rahatsızlıktır. Daha öncede bahsettiğimiz gibi sadece deri hastalığı değildir ve vücudun bağışıklık sistemi ile de bağlantılıdır bu durumda hastaların genel sağlık durumunu da etkilemektedir. Hastaların günlük işlemlerini sorunsuz yapabilmesi ve yaşam kalitesinin artması için tedavi uygulanmaktadır.

Tedavi için hastalığı şiddetine göre topikal tedavi yani krem uygulamaları, losyonlar, ışın tedavileri, ağız yoluyla ve enfeksiyon yolu ile uygulanabilecek ilaçlar kullanılabilmektedir. Son yıllarda yeni çıkan tedavi yöntemleri ve ilaçlar ile sedef hastalığı kontrol altında tutulabilmekte ve hatta immünoterapi yöntemi ile hastalıktan tamamen kurtulabilmektedirler.

Sedef hastalığı Türkiye’nin yüzde üçlük bir kısmını etkilerken dünya nüfusunun yaklaşık yüzde ikisinde yani 125 milyon civarı insanda görülmektedir. Bir anket sonucuna göre Türkiye’de sedef hastalığı olan bireyler yüzde 84 oranında dışlanma ve ayrımcılık sorunu ile karşılaştıklarını dile getirmişlerdir.

Yüzde 50 sinden fazlasının ise en çok karşılaştığı soru hastalığın bulaşıcı olup olmadığıdır. Ve bu hastalığa sahip olanları diğer kişilerin rahatsız edici bakışları ile karşı Karşıyaka kaldıklarını ve insanların tokalaşmaktan kaçtıkları da gözlenmiştir. Sedef hastalığının ne olduğu bulaşıcı olmadığı daha çok bilinirse bu hastalığa sahip olan bireyler de daha rahat bir yaşam süreceklerdir.

Ayrıca sedef hastalığınız varsa asla umudunuzu kaybetmeyin. Bir cildiye ve dahiliye uzmanından yardım alınız. Gerekli olan durumlarda immünoterapi yöntemi ile hem sedef hastalığından kurtulabilir hem de diğer sorunlarınızdan kurtulup daha sağlıklı bir yaşam sürebilirsiniz. Sağlıklı günler dileriz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir