Sedef hastalığında kullanılan tedavilerin en etkilisi olan Kök Hücre ile Sedef Tedavisi yöntemi ile hem sosyal hayatımızı etkileyen hem de kaşıntı yüzünden yaralara yol açan bu hastalıktan kurtulmak mümkün. Bu yazımızda sizlere sedef hastalığı hakkında detaylı bilgilerin yanı sıra kök hücre tedavisi nedir, kök hücre tedavisi kimlere uygulanır, kök hücre tedavisi ile çözüme ulaşılabilen hastalıklar nelerdir gibi soruların yanıtlarını vereceğiz. Kök hücre tedavisi de tüm alternatif tedavilerde olduğu gibi mutlaka uzman bilgi ve desteği ile yapılmalıdır. Gelin yazımıza kök hücrenin tanımı ile başlayalım.
Kök Hücre
Kök Hücre ile Sedef Tedavisi konusunda tedavinin ne olduğu ve nasıl yapıldığından önce kök hücre hakkında bilgilenmemiz gerekir. İnsanın vücudunda yer alan birçok farlı hücre vardır. Hepsinin farklı görevleri vardır. Kök hücreler de vücudumuzda doku ve organların yapısını oluştururlar. Kök hücrelerin özelliği organizmada yer alması ve vücudumuzdaki tün doku ve organların yerine dönülebilmesidir. Kök hücreler vücudun ihtiyaç duyduğu her yerdedir. Kök hücreler hastalanan yada hasar alan tüm organların yenilenmesinde etkilidir. Özelliği ihtiyaç duyulan hücre tipine dönüşmesi bu şekilde hastalık, yaralanma gibi oluşan doku hasarlarını gidermektedir.
Kök hücreler bölünebilen yapıya sahip oldukları için kas ya da kan hücreleri haline gelebilirler. Kök hücrelerin çok fazla türleri vardır. Daha anne karnındayken gelişim basamaklarında önemli katkısı vardır. Organ ve dokuların oluşumunu sağlar. Teknolojinin ilerlemesi ile yağ dokusundan ve kemik iliğinden de kök hücre alınabilmektedir. Kök hücrelerin hasta olan kişiye nakli ile birçok hastalık tedavi edilebilir. Hastaya damar yolundan doğrudan verilebilir ya da hasarlı olan organa direk verilebilir. Kök hücre hastanın vücuduna girdikten sonra çoğalır organizmanın ihtiyacı olan hücreye dönüşür ve hastalıklı doku veya hücreyi onarabilir.
Kök Hücre Tedavisi Nedir?
Kök hücre tedavisi, insan vücudundaki tüm yapı ve organizmaların temelini oluşturan ve pek çok hastalığın tedavisinde kullanılan, vücudumuzun temelidir. Hastanın kendisinden ya da uyumlu yarı uyumlu kişilerden olan bağışçıdan kök hücreler nakledilir. Amaç hastalanan hücrelerin, doku ve organların yenilenmesidir. Daha önceleri bu yöntem sadece kemik iliğinden alınsa da günümüzde dolaşımda yer alan periferik kandan ve kordon kanından da alınabilmektedir. Ve son zamanlarda yumurtadan ve yağ dokusundan da kök hücre alınabilmektedir. Kalp, beyin, sinir hastalıkları kemik iliği tedavisi ve bunu dışında birçok hastalığın tedavisinde kullanılmaktadır.
Kök hücre tedavisi doğuştan gelen metabolizma anormalliklerini düzeltir. Hastalıklı olan kemik ililklerini tedavi eder. Bağışıklık sisteminin baskılamasını önler. Hasarlanan doku ve organların iyileşmesini sağlar. Yapılan araştırmalara göre Alzheimer, Parkinson gibi hastalıkları hastalıklara iyi gelmektedir. Bunun dışında omurilik yaralanmalarına beyin damar tıkanıklıklarının tedavilerinde de bu yöntemden yararlanılmaktadır.
Kök hücre beyin dokusuna enjekte edildiğin zaman içinde beyin dokusundaki hücrelerin faaliyetini başlatarak farklı bir şekilde iyileşme sağlanır. Kök hücrelerin bu özelliği sayesinde yakın zamanda birçok hastalığa iyi geleceği düşünülüyor. Kök hücre çalışmaları hızlı bir şekilde devam etmektedir.
Kök Hücre Tedavisi Nasıl Yapılır?
Şimdilerde kök hücre tedavisi en çok periferik kan, kemik iliği ve kordon kanından alınarak kullanılır. Hastanın kendisinden alınan kök hücrenin hastaya tekrar nakil edilmesine otolog nakil denir. Başka bir donörden alınan kök hücrenin hastaya nakledilmesine allojenik nakil denir. Kendisine uygun donör olmadığı zaman yarı uyumlu donör alınarak kök hücre tedavisi uygulanmasına haploidentik nakil adı verilir. Hastaya uygun kök hücre bulunduktan sonra hastanın damar yolundan hasarlı bölgeye kök hücre direk enjekte edilir. Tedavinin başarısı hastalığın türü, dönemi ve yaşanan komplikasyonlara göre değişebilir. Bazı durumlarda da kök hücre tutunmayabilir bu durumda kök hücrenin tekrar nakledilmesi gerekir.
Kök Hücre Tedavisi Hangi Hastalıkların Tedavisinde Uygulanır?
Kemik iliği tedavisi alanında her gün yeni gelişmeler yaşanmaktadır. Gelişmeler sonucunda kök hücre tedavisinin uygulanma alanı genişlemiştir. Ortopedi, nöroloji, göz ve travmatoloji alanlarında kök hücre uygulamaları yapılmakta ve başarılı sonuçlar elde edilmektedir.
Kök hücre tedavisi sıklıkla şu hastalıkların iyileştirilmesinde kullanılır; kemik iliği kanserleri, lenfoma, hodgkin lenfoma, lösemi, anemi, akdeniz anemisi, organ kanserleri, plazma hücre hastalıkları, kemik iliği yetmezliği, multiple myeloma, kalıtsal ve doğumsal kan hastalıkları, immün yetersizliğe bağlı gelişen hastalıklar, kalıtsal metabolik hastalıklar
Kök Hücre Bağışı Nasıl Yapılır?
Bağışın yapılacağı gün bağışçı genel anestezi ile uyutulur. Kök hücre bağışlayabilmeniz için 18 ve 50 yaş aralığında olmanız sağlıklı olmanız gerekmektedir. En çok kullanılan bağış yöntemi periferik bağıştır. Bu yöntem kan bağışına benzer. Veren kişiye 5 gün boyunca günde iki kere ilaç verilerek kök hücrelerin dolaşımdaki kana karışmasını sağlanır. Sonra da koldaki damara kateter takılarak kan alınır. Alınan kan özel bir makineye bağlanır. Veren kişi 2 ile 4 saat arasında bu makineye bağlı kalır. Kök hücre bağışçısı için riskli bir durum söz konusu değildir. Diğer yöntem de bağış yöntemi ile kemik iliği toplanmasıdır. Kök hücre bağışçısından bir ünite kan alınıp saklanır. Bağışık yapacak olan kişi anestezi ile uyutulur. Kök hücre bağışı yapan kişi aynı gün taburcu edilir.
Kök Hücre ile Sedef Tedavisi
Kök hücre tedavisi direkt olarak bağışıklık sistemine bağlı olan hastalıkların çözüme ulaştırılmasında ve ilerlemesinin engellenmesinde uygulanır. Hastalık yavaşlatılabilir hatta tamamen durdurulabilir. Tedavide başarılı olma olasılığı, hastalığın çeşidi ve hastanın mevcut durumuna öre değişkenlik gösterebilir. Kök hücre tedavisi ile bağışıklık sistemini etkileyen hastalıkların tedavisi, günümüzde bilim adamlarının üzerinde sıklıkla çalıştığı yeni bir yöntemdir. Kök Hücre ile Sedef Tedavisi sedef hastalığında sıklıkla baş vurulan ve çözüme ulaşılabilecek tedavi yollarından birisidir.
Kök hücreler zarar görmüş organları tedavi ederek bu hücrelere dönüşür. Otoimmün hastalıkların tedavisinde kullanılmaktadır. Bu tedavide bağışlanacak hücre sayısı hastanın kilo, yaş durumuna göre tespit edilir. Yine bu tedavi için kullanılan iki farklı kök hücre seçeneği mevcuttur. Mezenkimal ve Fetal kök hücre olmak üzere iki farklı yoldan elde edilen hücreler tedavide kullanılır.
Kullanılacak tedavi çeşidi de hastanın durumu baz alınarak belirlenir. 1 buçuk ay arayla 3 gün üst üst olacak şekilde 3 seans şeklinde uygulanır. Tedavide kullanılan kök hücreler iğne ile enjekte edilir. Tedavinin çeşidi, durumu ve süresi tamamen hastanın durumuna göre ayarlanır. Hastanın durumuna göre tedavi sürecinde farklı prosedürlere de geçilebilir.
Hastanın yaşı ve hastalığın süresi, tedavinin başarı oranını doğrudan etkilemektedir. İlerlemiş hastalıklarda birden fazla kök hücre uygulaması gerekebilir. Genel olarak kök hücre ile hastalıkların tedavi uygulamasında ortalama olarak yüzde 85 başarı görülmektedir. Ancak hastaların yarısının bu tedaviyi 1 yıl içinde tekrar etmesi gerekebilir.
Otoimmün Hastalıklar Nedir?
Bağışıklık sisteminin normal dokulara saldırması durumunda oluşan hastalığın adıdır. Normal şartlarda bağışıklık sistemi ile normal bakterilere karşı savunma sağlanır. Ancak bu hastalığın oluştuğu durumlarda vücudun eklem ve cilt gibi bölümleri ve organları yabancı bakteriler gibi algılanır. Vücut bu bölümlere saldırarak kendini koruduğunu düşünür. Genel olarak tip 1 diyabet pankreas hücrelerine ve romatoid eklemlere saldırı yapılır.
Bağışıklık sistemimiz vücudumuzu bakteri ve virüslere karşı korumak için çalışan yapılardır. Bu organizmaların vücudumuzu istila etmesini ve hastalıkların belirmesini engelleyen bir savunma mekanizmasıdır. Normal çalışan bir bağışıklık sistemi vücutta tanımlanmayan yabancı organizmalara saldırarak bizi korur. Dolayısı ile normal çalışan bir sistemde organ ve vücudun kendi hücreleri iyi olarak işaretlenir ve saldırılmaz.
En Çok Görülen Otoimmün Hastalıklar
Kök Hücre ile Sedef Tedavisi yazımıza sıklıkla görülen otoimmün hastalıklarla devam ediyoruz.
Romatoid artrit
Romatoid artrit hastalığı bağışıklık sisteminin eklemlerine saldırmasıyla ortaya çıkar. Eklemlere saldırınca vücutta ağrı, kızarıklık, şişlik ve sıcaklık artışı ile iltihap oluşmasını tetikler. Bu kronik bir hastalıktır genelde otuzlu yaşlarda kendini gösterebilir.
Lupus
Lupus romatizmal bir hastalıktır. Yüzde kelebek şeklinde kızarıklıklar ile ortaya çıkar. Ve deri, eklemler, böbrekler, beyin ve kalp gibi çok sayıda organ bu hastalıktan etkilenir. Eklem ağrısı ve halsizlik de olabilir.
Diyabet
İnsülin hormonunu pankreas organı üretir. Diyabet hastalığı olan bireylerde bağışıklık sistemi pankreastaki insülin hücrelerine saldırarak zarar veriri. Bu durumda vücutta insülin üretimi yapılmaz. Bu durumda da kan şekeri yükselir. Yükselen kan şekeri de kan damarları, kalp, böbrekler, gözler ve sinirler gibi çeşitli organ ve dokulara zarar verir.
Haşimato
Bu hastalık genetik bir tiroid hastalığıdır. Bu hastalıkta tiroid hormonu üretimi azalır kendini kilo almı, sıcağa ve soğuğa karşı hassasiyet, yorgunluk, saç dökülmesi ve guatr gibi belirtilerle belli eder. Bu hastalıkta bağışıklık sistemi ile doğrudan bağlantılıdır. Haşimato olan kişiler bağışıklık sistemi zayıftır.
Sedef Hastalığı
Cilt hücrelerinin normalden fazla çoğalması sonucu oluşan hastalığın adıdır. Bu hastalık durumu sonucunda deride kabarmalar, dökülmeler meydana gelir. Üretilen fazla deri hücreleri, cilt üzerinde plak ya da yama şeklinde kırmızı, üzeri beyaz pullarla kaplı döküntüler oluşturur. Kök Hücre ile Sedef Tedavisi hastalığın tedavisinde kullanılan yöntemlerden birisidir.
Sjögren Sendromu
Sjögren sendromu hastalığında bağışıklık sistemi eklemleri, gözyaşı ve tükürük bezlerine saldırır. Sjögren sendromunun önemli belirtileri eklem ağrısı, göz ve ağız kuruluğudur.
Ailevi Akdeniz Ateşi (FMF)
Devamlı ateş, karın bölgesi, akciğer ve eklemlerde ağrı ve iltihap oluşumuna sebep olan genetik bir bağışıklık sistemi hastalığıdır. Eklem bölgelerinde ağrıların, şişliklerin ve dökülmelerin olduğu zamanlarda ve kas ağrılarının da belirmesi üzerine hastalığın belirtisi var denilebilir. Kalıtsal olarak aileden çocuklara geçen gen aktarımlı bir hastalıktır.
Ankilozan Spondilit
Omurgaya etkisi olan bir bağışıklık sistemi hastalığıdır. Omurların birbirinze yapışması sonucu hareket kısıtlığına sebebiyet veren bir hastalıktır. Hafif ve şiddetli ağrılar ile baş gösterir ve kamburlaşma gibi sonuçlar yaratabilir.
Behçet Hastalığı
Ağır ve özel bölgelerde meydana gelen yaralar, göz kızarıklıkları ve şişkinliği, eklem iltahapları, ciltte ve sindirim sisteminde bozukluklar ile devam eden bir bağışıklık sistemi hastalığıdır.
Multipl Skleroz (MS)
bağışıklık sisteminin sinir hücrelerini saran koruma çeperini zararlı görmesi sonucu beliren hastalıktır. Miyelin adı verilen bu çeper bağışıklık sistemi saldırısı sonucu belirir ve beyin ve vücut arasındaki mesaj iletimi etkilenir. Uyuşukluk, halsizlik ve denge ile ilgili sorunların yanı sıra yüzme zorluğu da bu hastalığın belirtilerindendir.
Çölyak Hastalığı
Proteine karşı duyarlı olma hastalığı olarak tanımlanabilir çölyak hastalığı. Tahıl ürünleri, arpa, buğday, çavdar gibi protein içeren ürünler glüten içerdiği için vücut direk olarak bağışıklık sistemini harekete geçirir. Glutene saldıran immün bağışıklık sistemi, ince bağırsağın duvarına zarar verir ve iltihaplanmaya sebebiyet verir. Bu durumun sonucunda kusma, karın ağrısı ve ishal gibi belirtiler baş gösterir.
Otoimmün Hastalıkların Belirtileri Nelerdir?
Çoğu benzer sempotom ve ilerleme gösteren yaklaşık 80 farklı otoimmün hastalığı vardır. Bu durum hastalığın doktorlar tarafından hastalığın tespiti ve hangi türünün olduğunun tespitini oldukça zorlaştırmaktadır. Ağrı, kızarıklık ve vücut ısısında artış gibi semptomların yanı sıra bölgesel şişmeler görülebilir. Çoğu otoimmün hastalarının erken belirtileri mevcuttur. Aşağıdaki listede bu belirtileri bulabilirsiniz.
- Yorgunluk
- Kas ağrısı
- Düşük vücut ısısı
- Dikkat dağınıklığı
- Ellerde ve ayaklarda uyuşma ve karıncalanma
- Saç dökülmesi
- Cilt döküntüleri
- Eklemler ve diğer dokularda şişme
Her hastalığın kendine özgü belirtileri vardır. Tip 1 diyabet aşırı susama ve kilo vermenin yanı sıra sık idrara çıkma gibi belirtileri vermektedir. İnflamatuar bağırsak hastalığı karın ağrısı, şişkinlik ve ishale yol açar. Sedef hastalığı ya da romatoid artrit gibi bazı bağışıklık sistemi hastalıklarında belirtiler dönem dönem artıp azalabilir.
Otoimmün Hastalıkların Nedenleri
Bağışıklık sistemi hastalıklarının nedeni açık olarak bilinmese de kalıtsal sebeplerle belirdiği bilinmektedir. Bağışıklık sistemi hastalıklarının çoğu genel olarak erkeklerden ziyade kadınlarda daha çok görülür. Bazıları aileden geçmektedir. Her aile bireyinde olmasa da hemen hemen çoğunda bu kalıtsal yatkınlık görülebilir.
Bu hastalıkları tetikleyen faktörlerden bazıları kimyasal maddeler, çevresel faktörler, fazla yağlı ve şekerli besinlerle beslenmek bağışıklık sisteminde iltihaplanmaya yol açar. Bu iltihaplanma da bağışıklık sistemini etkiler. Hijyen hipotezi adı verilen bir başka teoriye göre aşılar ve antiseptikler nedeniyle, günümüzde çocuklar geçmişte olduğu kadar mikroplara maruz kalmaz. Bu da bağışıklık sisteminin zararsız maddelere aşırı tepki vermesiyle sonuçlanır.
Otoimmün Hastalıkların Tedavisi
Hastalara uygulanan tüm uygulamalar Otoimmün hastalıklarını bitirmek için değil, aşırı reaksiyon gösteren bağışıklık sisteminin kontrol altına alınması için uygulanmaktadır. Ağrılar, şişmeler, yorgunluk ve deride dökülmelerin hafifletilmesi için uygulanan tedaviler vardır ancak yinelememiz gerekir ki bu yöntemler tedavi değil kontrol altına almak içindir. Diyet, beslenme önerileri ve egzersiz programları ile hastanın kendini daha iyi hissetmesi sağlanılır.
Bu hastalıkların kesin bir tedavisi olmasa da bağışıklığı kontrol altına alacak ve iltihaplanmayı azaltacak ilaçlar kullanılabilir. Bu ilaçlar vücuttaki ağrı, şişme, , yorgunluk ve deri döküntüleri gibi belirtileri hafifletmek için kullanılır. Buna ek olarak özel diyet ve egzersiz ile daha etkili sonuç alınabilir.
Kök Hücre ile Otoimmün Hastalıkların Tedavisi
Tedavinin en önemli özelliği hasta hücrelere dönüşmesidir. Bu yüzden bağışıklık sistemi hastalıklarında kullanılır. Vücutta zarar gören kas ve sinirleri iyileştirir. Hastalığın ilerlemesini yavaşlatarak gerilemesini sağlar. Eğer hastalık ileri düzeyde ise birden fazla tedavi uygulanabilir. Tedaviden alınan sonuç hastalığın durumuna göre değişir. Ukrayna’da bulunan GenCell Kök Hücre Tedavi Merkezi’nde bu tedavi yapılmaktadır.
Otoimmün Hastalıklar En Çok Kimlerde Görülür?
Otoimmün hastalıklar kadınlarda erkeklere göre yarı yarıya daha fazla görülmekle beraber doğurganlık ile ilişkili olduğu konusunda da fikirler mevcuttur. Kadınlarda 14 ile 44 yaş aralığında görülmektedir ve bu oran yüzde 6 civarındadır. Erkeklerde yüzde 2’lik bir oran ile görülmektedir. Fazla yağlı, fazla şekerli, işlenmiş gıdaları ve ısıl işlem geçirmiş gıdaları tüketenlerde de bu hastalıkların görülme olasılığı yüksektir.
Otoimmün Hastalıkların Teşhisi Hangi Testlerle Yapılır?
Otoimmün hastaları tek bir test ile tespit edilmez. Fizik muayene ve testler kombinlenerek farklı teşhisler konulur. Otoimmün bir hastalığı olabilecek kişilerde ANA testi yapılmaktadır. Pozitif sonuç çıkması durumunda bu kişinin otoimmün bir hastalık sahibi olduğu anlaşılır. Ancak bu test sonucunda bile hangi hastalığın olduğu belirlenemez.
Otoimmün Hastalıklarda Neler Yapılması Önerilir?
Otoimmün hastalıkları engellemek için bağırsak sistemini ve bağırsak bakterilerini dengelemek oldukça önemlidir. Buna ilave olarak vücutta birikmiş ağır metallerinde azaltılmasına yönelik çalışmalar yapılmalıdır. Ağır metal düzeyi tespiti özel merkezlerde belirli günlerde yapılmaktadır. Stresi azaltmak, egzersiz yapmak bu hastalıkla mücadele için oldukça önemli faktörlerdir.
Bu hastalıkların hemen hemen hepsi bir şekilde beslenme sistemine bağlı olarak geliştiği biliniyor. Dolayısı ile bu hastalığı atlatmak için mutlaka uygun bir diyet uygulanmalıdır. Fermente gıdalar, antioksidanca zengin gıdaları tüketmek, taze sebze meyve tüketmek, süt ve süt ürünlerinin tüketimini azaltmak, şeker içeren her türlü paketli gıdalardan uzak durmak bu hastalığın tedavisindeki beslenme alışkanlıkların başındadır. Bunların yanı sıra soya ürünleri, tohum yağları ve kuruyemişlerin yanı sıra glüten içeren gıdaların tüketilmesinden de kaçınılması gerekmektedir.
Kök Hücre ile Sedef Tedavisi yöntemi hakkında sizlere detaylı bilgilerin yanı sıra, otoimmün sistem hakkında da detaylı bilgiler aktardık. Sedef tedavisinde ve kontrol altında tutulmasında sıklıkla kullanılan ve tercih edilen bir yöntemdir.